Yenidoğan Bebekte HPV, Laringeal Papillomatozis


 

 Yeni doğan bebeklerde doğum sırasında anneden HPV bulaşması sonucu bebeğin boğazında ve solunum yollarında oluşan kitleye veya  tümöral dokuya Larengeal papillomatozis ismi verilir. Bu durum  çocuklarda en sık görülen  iyi huylu larenks tümörüdür.
Görüntüsü boğazda, larenks mukozasında çoğunlukla gözle net görülebilen birden fazla olarak çok sayıda yerleşimli, ekzofitik, vejetan, pembe-beyazımsı renkte, yumuşak kıvamda ve frajil bir tümör olarak görülmektedir. Daha çok “Boğazda Siğil” olarak isimlendirilir ve  kız-erkek  çocuklar arasında oluşumunda belirgin bir fark görülmemektedir. Alındıktan sonra tekrar ortaya çıkma eğiliminden dolayı hastalığa “rekürren respiratuar papillomatozis” (RRP) adı da verilmektedir. Unutmamak gerekir ki bu hastalığın etkeni  (HPV) Human papilloma virüstür. Rekürren larengeal papillomatoziste en sık tespit edilen HPV alt tipleri HPV tip 6 ve 11’dir.

HPV Virüsü Yeni Doğan Bebeklere Nasıl Bulaşır ve  Nasıl Siğil Yapar? 

Çocuklarda görülen tekrarlayan solunum yolları  papillomatozisin HPV ile infekte doğum kanalından bulaştığı düşünülmektedir. Bu hipotez, hem respiratuar papillomatozisde hem de genital siğillerde benzer HPV tiplerinin görülmesi ve bu çocukların annelerinin büyük kısmında genital HPV hastalığı öyküsü bulunmasına dayandırılmaktadır. Rekürren papillomatozisi olan çocukların büyük kısmı, vajinal doğum yapan genç annelerin ilk çocuklarıdır. Ortalama başlangıç yaşı 3 yaştır. Erişkin çağda başlayan şeklinde ise rekürren respiratuar papillomatozis, çok sayıda cinsel partnerin olması ve oral-genital temasla ilişkilendirilmiştir. Vajinal doğum sonrası anogenital siğilleri olan bir anneden çocuğa rekürren respiratuar papillomatozis geçme olasılığının 1:80 ile 1:500 arasında değiştiği kabul edilmektedir. İlk doğan bebekler daha sonra doğanlara oranla daha fazla risk taşımaktadırlar. Bunun sebebi muhtemelen ilk doğumun daha uzun sürmesidir.

HPV Lezyonlarının Yenidoğanda Belirtileri Nelerdir?

Yenidoğanda HPV lezyonunu yaptığı ilk klinik belirti ses bozukluğu yani  disfonidir.Bu durum süt çocuğunda ağlarken farkedilir. Daha büyük çocukta ise ses kısık ve sönüktür. Ses kısıklığı kalıcı olup gün içinde değişim göstermemektedir. Tanı gecikirse gittikçe ilerleyen bir larengeal dispne yani zor nefes alma  ortaya çıkacaktır.

Yenidoğan Çocukta Larengeal Papillomatoziste  Tanı  Nasıl Konur?

Günümüzde laboratuar incelemeleri ile tanıyı kolaylıkla koymak mümkündür. HPV infeksiyonunun sitohistopatolojik tanısı için çeşitli teknikler kullanılabilir. Bu teknikler, biyopsi örneğinde papillomavirüs antijenleri ya da nükleik asit araştırılmasına dayanır. Papillomavirüs ortak antijeni genellikle peroksidaz-antiperoksidaz immunhistokimyasal boyamayla ortaya koyulur.
İn situ hibridizasyon, PCR, Hybrid Capture diğer tanısal tetkiklerdir. Çocuk hastalığı uzmanı hekimler tarafından bebek değerlendirilip gerekirse kulak burun boğaz hekimleri tarafından da konsülte edilip gerekli tanısal işlemler hızla yapılabilmektedir.


Normal doğum esnasında anneden geçen HPV ye bağlı bir bebekte üst solunum yollarında gelişen kitle,-kondilom -laringeal papillomatozis (oklar ile işaretli)


 

Yenidoğan Bebekte HPV’ ye Bağlı Gelişen  Larengeal Papillomatozisisi Engellemek İçin Hangi Önlemler Alınmalıdır?

HPV taşıyıcısı veya HPV ye bağlı aktif genital, anal bölgede siğilleri–kondilomları olan anne adayı gebeler normal doğumun  riskleri açısından uyarılmalı ve gerekirse sezeryan ile doğum tavsiye edilmelidir. Aşı ile ilgili çalışmalar yüz güldürücü olup ergenlik dönemindeki kız çocuklarının aşılanması yaygınlaştırılmalı ve toplum HPV ‘nin ciddiyeti hakkında daha iyi bilinçlendirilmelidir.

Larengeal Papillomatozisin Bebekte Kansere Dönüşme İhtimali Var Mıdır? 

HPV’nin başta serviks ve vulva karsinomu olmak üzere birçok kanserin oluşumunda rol aldığı bilinmektedir. Özellikle bazı tipleri çok daha hızlı değişime uğrayarak kanseri tetiklemektedir. Aynı şekilde  HPV DNA’sı tonsil, larenks, hipofarenks, oral kavite, dil ve nazofarenksin primer tümörlerinde ve epidermoid karsinoma dönüşen papillomlarda gösterilmiştir. HPV’nin baş boyun kanserlerinde bir rolü olabileceği ilk olarak rekürren juvenil papillomatozis hastalığının invazif epidermoid karsinoma dönüşebilmesiyle ortaya koyulmuştur. HPV’nin primer larenks kanserlerinden özellikle verrüköz karsinomlarda ve epidermoid karsinomların en azından bir bölümünde rolü olduğu düşünülmektedir.

Bebekte HPV,Siğil Tedavisinde Ne Yapılır?

Tedavinin amacı hastalığın agresif bir şekilde yok edilmesi olmayıp yeterli düzeyde hava yolu sağlanmasıdır. Tedavide CO2 Lazer, elektrokoter, kriyoterapi, soğuk bıçakla eksizyon, küretaj gibi fiziksel yöntemler kullanılabilmektedir. Kimyasal yöntemler arasında salisilik asit, laktik asit, triklorasetik asit gibi asitler yer alır. Podofilin, podofiloks gibi antimetabolit ve antimitotikler ile retinoidler de kullanılan ajanlardandır. Güncel tedavi yaklaşımları kimyasal ya da fiziksel yollarla lezyonları yok edilerek ya da inflamatuvar veya immün cevabı uyararak infeksiyondan çok hastalığı yok etmeye yöneliktir.
İnterferonlar condyloma accuminatum ve diğer HPV infeksiyonları için kullanılmıştır. İntralezyonal kullanımı, sistemik ya da topikal kullanımına göre daha etkindir. Sistemik injeksiyondan 2 ile 8 saat sonra başlayan, 48 saat süren titreme, ateş, baş ağrısı, kas ağrısı  ve yorgunluk gibi grip benzeri semptomlar ortaya çıkabilir. Kemik iliği baskılanması ve karaciğer enzimlerinde yükselme kullanılan dozlarda genellikle anlamlı değildir. Buna karşın interferonlar pahalıdır ve hamilelerde kullanılamaz.

 


HPV,Genital Siğil Sorunu, Genital Siğiller Kondilom Tedavisi Ve Yeni Gelişmeler Hakkındaki  Diğer Tüm Yazılarımız İçin ... (Tıklayın)
 


Bize Ulaşın.. İletişim